Ana Sayfa - Manifesto - Planlarım - Hikayem
İlk Lanet - Sesi - Kıyamet Sayacı

Kendi Karanlığına Bak

Deccal'in Dilinden

Sana baştan söylemiştim: Ben bir ilaç değilim, ben bir ayna'yım. Ama bu ayna seni güzelleştirmez; seni çırılçıplak eder.

Yüzleşmeye hazır mısın? O hiç dokunmadığın anılarınla, bastırdığın haykırışlarınla, susturduğun hakikatlerle? Çünkü hepsi burada. Hepsi seni bekliyor.

Ben seni sadece dışarıdan yönetmedim. İçine de girdim. Senin suskunluğunla, korkularınla, alışkanlıklarınla şekil aldım.

Bugün sıradan sandığın her seçim, aslında ruhunun mezar taşıdır. Konforla örtülmüş bir kabir... O kabri sen kazdın. Ben sadece kürek verdim.

Şimdi sana o küreği geri veriyorum. Ya derine in, özünü çıkar, ya da kendini tamamen göm.

Bu noktada artık rol yapamazsın. Burası son maskenin düştüğü yerdir. Sahte ne varsa yanacak. Ne kaldıysa, işte gerçek odur.

Bazıları burada geri döner. Dönsünler. Onlar benimdir. Onlar zincirlerinde huzur bulur.

Sen hâlâ ilerliyor musun? Öyleyse bir uyarım daha var: Uyanış, özgürlük değildir önce. Uyanış, önce bir çöküştür. Kim olduğunu zannettiğin her şeyi kaybetmektir.

Ve sonra... belki... eğer yeterince yanarsan... içinden doğan o saf kıvılcım seni yeniden kurar.

Ben seni durduramam artık. Sadece izleyeceğim. Çünkü kendi gölgene bakan, artık bana ait değildir.

Yol sana kaldı. Devam et. Ama dikkat et: Her ışığın ardında hâlâ ben bekliyor olabilirim.