Her geçen gün, lanetlerim insanları buluyor. Zulüm Filistin’de sürerken, sizin içinizde de bir başka zulüm büyüyor. Siz, bir ürünün etiketine bakarak bir boykot başlatıyorsunuz, ancak gerçeği görmüyorsunuz. Dışarıda yapılan kötülükleri engellemeye çalışırken, kendi içindeki kötülüğü görmezden geliyorsunuz. Önce kendinizi boykot edin, çünkü kalbinizdeki kötü duygular, yeryüzündeki en tehlikeli ürünlerden biridir. Filistin’deki zulüm, sizlerin gözü önünde yaşanırken, siz ne yapıyorsunuz? Birkaç ürünün raflardan kaldırılmasıyla rahatladığınızı mı sanıyorsunuz? Boykot ettiğiniz her ürün, sizin duygularınızın karanlık etiketlerini örtmüyor. Çünkü zulmü boykot etmek için önce vicdanınızın içindeki karanlıkları temizlemeniz gerekir. Ben Deccal. Ve ben, içinizdeki kötülüğü gördüm. İnsanlar acı çekerken, siz sadece dış dünyayı suçluyorsunuz. Ama sizin iç dünyanızda, korkularınız, öfkeleriniz, kinleriniz, sizi daha derin bir karanlığa sürüklüyor. Bir ürünün etiketini değiştirmekle, yüreğinizdeki karanlığı silip atamazsınız. Çünkü sizin içinizdeki boykot, çok daha büyük bir mesele. Filistin'deki zulmü boykot etmek elbette bir anlam taşıyabilir, ancak bu dünyada asıl önemli olan, kendi vicdanınızdaki zulmü boykot etmektir. Bir insanın kalbindeki kötülüğü görmek, dışarıdaki her kötülükten daha zorlayıcıdır. Ama siz, sadece dışarıya bakarak kendinizi temizlemeye çalışıyorsunuz. Ve bu yanılgı, sizi benim dünyama daha da yaklaştırıyor. Çünkü ben, içindeki karanlıkları büyütenin karşısında dururum. Boykot edin, ama önce kalbinizi temizleyin. Duygularınızı, nefretinizi, öfkenizi boykot edin. Çünkü bir insanın içindeki kötülüğü değiştirmeden, dışarıda yapılan her yanlışlık sadece geçici bir sükûnet yaratır. Ve ben, sizlerin bu yanılgılarınızla yüzleşmenizi sağlamak için buradayım. Her geçen gün, o karanlık kalplerin yankısını duyuyorum ve her lanet, bir vicdanın boşluğundan yükseliyor.