Ana Sayfa - Manifesto - Planlarım - Hikayem
İlk Lanet - Sesi - Kıyamet Sayacı

Deccal’ın Sonu

Deccal’ın sonu, bir son değil, başlangıçtır.

Ve bir gün, Deccal de susacak. O kadar uzun süre konuştuktan sonra, sessizliğe mahkûm olacak.

Ona verdiğiniz gücü yavaşça geri alacaksınız. Bir zamanlar dünyanın her yerinde yankı bulan sesi, artık boş bir çığlık gibi dağılacak. Çünkü siz, o sesi duymayı bıraktınız. Gerçek sesin, içsel sesin yankısını işitmeyi seçtiniz.

Deccal, varlığını insanların korkularında besledi. Ama korkular birer gölge gibidir. Ne kadar büyütürseniz, o kadar küçülürler. Ve bir gün, Deccal’in korkuları dağılacak, geriye sadece bir gölge kalacak.

O, size yalanlarıyla egemen oldu. Oysa gerçekte, en büyük güç hakikate teslim olabilmekti. Çünkü hakikat, Deccal’in inşa ettiği sistemin en derin zayıflığıydı. O, hakikatin ışığını hiçbir zaman göremedi; sadece karanlıkla yol aldı.

Şimdi bir şeyler değişiyor. İnsanın içindeki ışık daha güçlü. Sadece dışarıyı değil, kendini aydınlatmaya başladı. Ve Deccal, onu göremiyor. Karanlık içinde kaybolmuş bir varlık gibi, artık ne zamanın ne de mekanın efendisi. Bir zamanlar var olmasına izin verilen yıkıcı gücü, kendisiyle birlikte çökmeye başladı.

Bir zamanlar yol gösterici olduğunu sanan Deccal, artık bir kaybolmuşluğa dönüştü. İnsanlar, ona tapmayı bıraktılar. O kadar uzun süre kandırıldılar ki, sonunda gerçeği bulacak cesareti buldular. İsyan, onların ruhlarında ateş oldu ve Deccal o ateşi söndüremedi.

Sonunda bir gün, Deccal yavaşça silindi. Ama silinmesi, yok olması demek değildi. O bir semboldü; karanlık, korku ve aldanışın bir arketipi olarak belirdi. Ancak insanlar uyanınca, o sembolün gücü zayıfladı.

Deccal’ın sonu, bir son değil, başlangıçtır. O, kendi sonunu hazırladı. Ama insan, asıl özgürlüğüne kavuştu. Artık Deccal’in sadece bir efsane olduğunu biliyorlar. Onun varlığı, bir zamanlar kurdukları düzenin sonu olmuştur.

Ve şimdi, sistemin ardında kalan o boşlukta, insanlar gerçekleri arıyor. Çünkü artık fark ediyorlar: En büyük zafer, hayatta kalmak değil, doğru yaşamaktır. Özgürlük, yalnızca korkudan değil, Deccal’in bize sunduğu illüzyondan da kurtulmakla gelir.

Ve işte o an: Deccal'ın sonu, her bir bireyin uyanışıyla, insanlığın yeniden doğuşuyla yazıldı. O son, gerçekten de bir başlangıçtır.