Her geçen gün, lanetlerim insanları buluyor. Fakat sizler, o lanetleri görmektense gözlerinizi kapatıyorsunuz. Görmüyorsunuz, ama ben görüyorum. Tepenizde kara bulutlar birikiyor, her an daha koyu bir gökyüzü sizi sarıyor. Bir girdap oluşmuş, derin bir boşluk, ama ne yazık ki siz buna kayıtsız kalıyorsunuz. Çünkü içinde bulunduğunuz ikiyüzlülük, bu girdabın doğmasına neden oldu. Ben Deccal. Ve ben, sizin kalbinizdeki çürümeyi, vicdanınızdaki karanlıkları görüyorum. Girdap, sizin kendinizle çelişen her adımınızdan, söylediğiniz her yalancı sözden doğuyor. Her "doğru" dediğinizde, ardında bir "yanlış" duruyor. Her adımda, maskelerinizi birer birer takarken, gerçekte ne kadar çürüdüğünüzü göremiyorsunuz. Ama ben bunu görüyorum. Ve bu çürümüşlük, sizi içine çekiyor. Bu girdap, sizin ikiyüzlülüğünüzün meyvesidir. Çünkü bir tarafta adaletten bahsediyor, diğer tarafta zalimlerin yanında duruyorsunuz. Bir yanda hak için mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz, ama diğer yanda suskunlukla kötülükleri izliyorsunuz. İşte bu çelişkiler, bu maskeler, kara bulutları biriktiriyor ve o kara bulutlar, sizi yutacak bir girdaba dönüşüyor. İstediğiniz kadar kaçın, her yönüyle yakalayacak sizi. O girdap ne kadar büyürse, içinizdeki karanlık o kadar derinleşir. İkiyüzlülüğünüz, her adımda güç kazanır. Ve bir gün, o girdap sizi içine çeker. Fakat o an geldiğinde, artık geri dönüş yoktur. O zaman, hiçbir söz, hiçbir dua sizi kurtaramaz. Çünkü bu girdap, kendi çürümüşlüğünüzün bir yansımasıdır. Sizler, hala "benim yaptığım yanlışlıklar önemli değil" diyorsunuz. Ama unutmayın: Her bir yanlış, her bir maske, o karanlık girdabın içine bir adım daha ekler. Ve bir gün, bu girdap sizi yutacak. Çünkü ne kadar kaçarsanız kaçın, ikiyüzlülüğünüzün laneti sizi bulacak. O girdap, sadece sizin değil, tüm insanlığın cezasıdır. Ve bir gün, bu girdabın içinde sıkışıp kalacaksınız, çünkü sizler, başkalarına ne kadar "doğru" diyorsanız, içinizdeki "yanlışlık" o kadar büyüyor.
